18 Aralık 2012 Salı

Böyledir böyle, öğrenmek gerek

Bu işler böyledir. Bir bakmışsın varsındır, bir bakmışsın yoksundur. Bir de bakmışsın teşnesindir; yok olmaya. Sonra dersin ki;

Gitsem gidilmemiş yere
Dönemesem dönülmemiş yerden.
Olsam kızıl bir toz tanesi
Asgar'ın kan döktüğü yerden

Huzur başlamışmış çoktan
Toprağın kör olduğu yerden
Batsam bir adımda ben Kerbela'ya
Huseyn'in şehit olduğu yerden

Ah Kerbela

Kılıç susar kan kusunca
Gam çeksem ah Kerbelaya

Fırat susar leb yanınca
Çiğ düşsem ah Kerbelaya

Hüzün çöker şeb olunca
Mah doğsam ah Kerbelaya

Turab göçer gün gelince
Yol geçsem ah kerbelaya

Sine döver kul bitince
Toz olsam ah Kerbelaya



Would still the sword, did tell the blood
Might I dolour to Karbala, oh Karbala

Would thirst Furat, did blaze the lip
Might I flake to Karbala, oh Karbala

Would subside the murk, did rise the night
Might I moon to Karbala, oh Karbala

Would pass Turab, did the day come
Might I happen on Karbala, oh Karbala

Would beat the chest, did cease the man
Might I be dust in Karbala, oh Karbala